25 Nisan 2012 Çarşamba

BABACANDAN KIDEM TAZMİNATI AÇIKLAMASI


Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemenin, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerli olacağını bildirdi.
Babacan, bir televizyon kanalında katıldığı bir programda, bakanlarla çalışma hayatına ilişkin yapacakları toplantıda, bir yandan kıdem tazminatı konusunun, bir yandan taşeron işçilerin, bir yandan da esnek çalışma modellerinin içine alınacağı büyük bir paket üzerinde çalışacaklarını söyledi. Babacan, "Özellikle kıdem tazminatı konusu, yeni oluşturacağımız Kıdem Tazminatı Fonu ile beraber bu sorunu çözecek, çok önemli bir adım olacak diye düşünüyoruz" dedi.
Kıdem tazminatı ile ilgili bazı sendikaların eleştirilerinin olduğunun hatırlatılması üzerine de Babacan, "Hangi sendikalar itiraz ediyor biliyor musunuz? Kamu çalışanlarının sendikaları itiraz ediyor. Çünkü kamu işçi sendikalarının kıdem tazminatı alıp alamama gibi bir derdi yok" ifadesini kullandı.
Babacan, Türkiye'deki işçilerin, toplam çalışanların sadece yüzde 8'inin hak ettiği kıdem tazminatını alabildiğini belirterek, yüzde 8'i temsil eden kamu işçi sendikalarının "buna dokunmayın" dediğini kaydetti ve şöyle devam etti: "Ben yüzde 92'yi ne yapayım peki? Geri kalan yüzde 92 kıdem tazminatını alamıyor. Türkiye'de sendikacılık var. Ama sendikaların temsil ettiği kesim, çalışanlarımızın çok çok küçük bir kesimi. Biliyorsunuz yüzde 10 barajını biraz indirelim dedik kıyamet koptu. Sendikalarımız var tamam, güzel de çalışıyor anlıyoruz. Fakat sendikalarımızın temsil ettiği çalışanlar, Türkiye'deki toplam çalışanların çok çok küçük bir yüzdesi. Tamam siz eğer kamuda çalışan bir işçiyseniz, işveren de devletse, devlet ödememezlik yapmıyor. Ama özel sektöre dönüp baktığınızda maalesef kıdem tazminatı konusunda büyük hak ihlalleri var. Dolayısıyla biz, özel sektörde çalışanları da düşünmek zorundayız, devlette çalışanları da düşünmek zorundayız. Bunu da içine alan bir düzenleme Kıdem Tazminatı Fonu ile beraber gerçekleşmiş olacak."
Kıdem tazminatı primi, internetten takip edilebilecek
Başbakan Yardımcısı Babacan, yeni uygulamada her işçinin, her ay kendi hesabına yatırılan kıdem tazminatı primini internetten takip edebileceğini bildirdi. Babacan, "O ay için işveren yatırmış mı, yatırmamış mı internetten girip görebilecek. O zaman patron, (sen benim primi yatırmamışsın) diyebilecek. Şimdi kimse bilmiyor. Adam 10 yıldır çalışıyor, bir bakıyor bir sürü boşluk çıkmış. Çalıştığı şirket maddi zorluğa düşüyor. Ben 15 yıldır burada çalıştım diyor, firma iflas etti diyor, benim kıdem tazminatım yandı diyor. Buna karşı çıkan sendikalara sormak lazım. Yani onlar kamu işçi sendikaları, özellikle altını çizerek söylüyorum" diye konuştu.
Bu reformun, Türkiye'de bu konudaki adaleti yerine getirmek için ve çalışanların hak kaybını önlemek için, son derece önemli bir reform olduğuna işaret eden Babacan, bu düzenlemenin aynı zamanda tasarruf oranlarını da artırıcı etkisi bulunduğunu söyledi. Babacan, işverenin işçi adına Kıdem Tazminatı Fonu(na para yatırmasının bir bakıma, o işçinin emekliliğine veya ileri yaşına kadar bir havuza birikecek tasarrufu olduğunu kaydetti. Babacan, düzenlemenin cari açıkla mücadelede de olumlu etkisi olacağını ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Babacan, geçmişte ne varsa, bunun işveren üzerinde yükümlülük olduğunu belirterek, "Örneğin 15 yıldır çalışan bir elemanı var. Bu 15 yıldır çalışan elemanın, geçmişe doğru kıdem tazminatı yükümlülüğü işverenin üzerinde. Biz sistem hangi gün yürürlüğe girerse, yasa çıktıktan sonra hangi gün yürürlüğe girerse, o noktadan sonra biriken haklarla alakalı bir düzenleme yapıyoruz. Eski dönemin yükümlülükleri işverenin üzerinde" dedi.

18 Nisan 2012 Çarşamba

SGK'DAN VATANDAŞA KÖTÜ HABER!

Genel Sağlık Sigortası krizle başladı. Gelir testi nedeniyle on binlerce kişi, yılın ilk üç ayı ücretsiz tedavi olamadı. Prim yatıranlar da 30 gün beklemek zorunda.
Yeni yılla birlikte yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası uygulaması vatandaşı mağdur etti.
Süresi uzatılan gelir testi nedeniyle binlerce kişi ilk 3 ay tedavi olamadı. Primini yatıranların da sağlık provizyonları 1 ay sonra açıldı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 1 Ocak 2012'de yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında yapılan gelir testinin ocak, şubat ve mart aylarında devam etmesini gerekçe göstererek primlerini ödeyen vatandaşların sağlık provizyon sistemini açmadı. Bürokrasi sebebiyle bu 3 aylık süre içerisinde trafik kazası, acil hastalık veya ameliyat olmak için hastanelere başvuranlar ceplerinden hastane masraflarını ödediler.


VAKIFLARA ŞİKAYET YAĞIYOR
Sigortası bulunmayan 1 milyon 700 bin kişi ile 18 yaşını bitirmiş okumayanlar ve üniversite mezunlarının kapsayan gelir testi uygulamasının süresinin uzatılması vatandaşı mağdur etti. Kaydını yaptırarak primlerini ödemeye başlayan binlerce kişi, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına, "Genel Sağlık Sigortası yaptırdık ama hastaneler bize bakmıyor" diyerek şikayette bulundu. Vakıf yöneticileri muhatap olarak SGK il müdürlüklerini gösterirken, vatandaşlar hergün sağlık provizyonlarının açılıp açılmadığını sorgulamaktan şikayetçi.


GERİYE DÖNÜK PRİM BORCU
Bunlardan birisi de 25 yaşını doldurduğu için ocak ayında gelir testi yaptıran Y.C. isimli vatandaş. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne 15 Şubat 2012'de tedavi için giden Y.C, "Sigortanız yok, muayene olamazsınız, olursanız da para ödeminiz gerekiyor" denilerek vezneye gönderildi. Doktora muayene için 15 lira ödeyen Y.C., eczanede de 13 lira ilaç parası verdi. Üç ay gecikmeli olarak mart ortasında genel sağlık sigortası prim borcu kağıdı çıkarılan Y.C., ocak, şubat ve mart aylarının primini ödemek zorunda kaldı. Aylık 35 lira olan GSS primi geriye dönük toplam 105 lira ödeyen Y.C, "Şubatta hastalandığımda beni tedavi etmeyen devlet şimdi geçmişe dönük sigorta primi istiyor. Bu haksızlık" diyerek tepkisini gösterdi.


PRİM YATIRDIKTAN 1 AY SONRA TEDAVİ
Hiçbir geliri olmayanların primlerini devlet ödediği için G-0 grubuna girenler sorun yaşamadan tedavi olabiliyor. Ancak 295 liranın üzerinde geliri olup G-1 grubuna giren ve 35 lira prim çıkanlar, G-2 grubuna girip aylık 106 lira prim yatırmak durumunda kalanlar ve G-2 grubundaki 212 lira GSS primi tahakkuk eden binlerce kişinin provizyonu Ziraat Bankası'na para yatırdıktan 1 ay sonra açılıyor. Bürokrasideki gecikme uzadıkça vatandaşların hastanelerde tedavi olmak için açılması gereken provizyon da erteleniyor. SGK bazı il müdürlükleri ise inisiyatif alıp, vatandaş parayı verir vermez T.C. kimlik numarası üzerinden hastane ve eczane hizmetini açıyor. Sosyal güvenlik uzmanları SGK'nın genelge çıkararak gelir testine başvurduğu tarihten itibaren bu kişilerin sigortalarının başlatılması ve provizyonlarının açılmasını öneriyor.


SGK: SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÇALIŞIYORUZ
SGK yetkilileri, geriye dönük tahsilatın mevzuatlardan kaynaklandığını ve GSS'nin 1 Ocak 2012 tarihinde başlaması gerekçesiyle ocak, şubat ve mart aylarının prim borçlarının vatandaştan istendiğini kaydediyor. Yetkililer, gelir testi yaptıranların hastane provizyon sistemlerinin 1 ay sonra açılmasının gerekçesi olarak, "SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nda da sigorta girişinden 30 gün sonra provizyon açılıyor" açıklaması yaptı. Acil olan hastaların hastanelerde zaten tedavi ettiklerini dile getiren yetkililer, "9 milyonun üzerinde kişi başvurdu. Böyle olunca işlemler biranda tamamlanamadı. O yüzden hastalar bu süre zarfında aktivasyonları açılmadığı için tedavi olamadı. Ancak. benzer mağduriyetlerin yaşanmaması için bilgisayar programları üzerindeki çalışmalarımız yoğun şekilde devam ediyor" dedi.

21 Mart 2012 Çarşamba

EMEKLİNİN MAAŞI NE KADAR ARTACAK?

İntibak düzenlemesinin Meclis maratonu başladı. Tasarıya ilişkin bilgi veren Bakan Çelik, emeklilerin maaşında 322 liraya varan artış olacağını söyledi.
 Emeklilerin merakla beklediği intibak düzenlemesi için geri sayım başladı. Düzenleme dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu`nda ele alındı. Tasarıya ilişkin bilgi veren Çalışma Bakanı Faruk Çelik, intibak konusunun haksızlıkları giderici, adaleti sağlayıcı bir yöntem olduğunu belirterek, "Emeklilerimiz yıllardır intibak taleplerini dile getiriyor. Biz de intibak sisteminin parametrelerini belirledik" dedi. İntibak çalışmasının 2000 yılı öncesi emekli olan 2 milyon 743 bin 371 SSK emeklisini kapsadığını kaydeden Çelik, intibak sonucu meydana gelecek artışların, prim ödeme gün sayısı ve ödenen primlerin miktarlarına göre değişkenlik göstereceğini söyledi. İntibak farklılıklarını anlatan Çelik, şöyle konuştu: "2000 yılı öncesi emekli olan 2 milyon 743 bin kişinin yüzde 70`inin aylıklarında artış meydana gelecek. En yüksek artış ise 322 liraya kadar çıkacak. 2012 yılı zamları da hesaba katıldığında toplam yıllık maliyet, ek ödeme dahil 2.7 milyar lira olacak."

BAĞ-KURLU`YA DA ZAM
2002 Nisan-Haziran dönemi Bağ-Kur emeklilerine değinen Çelik, "Bu kapsamda 12 bin 186 kişinin aylığı aynı gelir basamakları üzerinden yeniden hesaplanacak. Burada da en yüksek artış 118 lira olacak" dedi. Çelik, intibak düzenlemesiyle kimsenin maaşında azalma olmayacağını vurguladı.

İKRAMİYE HAFTAYA

`Tütün ikramiyesi` olarak adlandırılan ve 37 bin 951 harp malulü ile şehit dul ve yetimini ilgilendiren 55 milyon 89 bin 556 liralık 2011 yılı ek ödemeleri 1 hafta içinde yapılacak. Gerekli onayların tamamlandığı, Maliye`den ödeneğin gelmesinin beklendiği öğrenildi. Ödemeler, aylık alınan banka şubesindeki hesaplardan veya PTT merkezlerinden gerçekleştirilecek. Bu kapsamda olan 37 bin 951 kişiye toplam 55 milyon 89 bin 556 lira ek ödeme yapılacak.

MEMURLARA ÖDENECEK TOPLU PARA BELLİ OLDU

15 Ocak'tan bu yana sürümcemede kalan zamlı memur maaşlarına ilişkin takvim netleşmeye başladı. 


15 Mayıs'ta zamlı maaş alacak memurlara 5.5 aylık fark ödenecek. Bin 630 lira olan en düşük memur maaşı için toplu ödeme tahminen 537.9 lirayı bulacak. Kesin rakamı ise toplu sözleşme belirleyecek.

Normalde 15 Ocak'ta ödenecek zam, yasa çıkmadığı için gecikti. Şimdi zamların 15 Mayıs'ta ödenmesi gündemde. Memurlar bu tarihte zamla birlikte 5.5 aylık toplu ödemeye de kavuşacak. Bütçe çalışmalarında yüzde 2.5+2.5 artış öngörülmüş, toplu sözleşme düşünülerek 5 milyar liralık da ek ödenek konulmuştu. Bu ödenek yüzde 5'lik bir artış sağlıyor.

Takvim'in haberine göre, memurun zammı yüzde 11.25 oluyor. Toplu sözleşmede oranın 1-2 puan artması bekleniyor. Ocak'ta enflasyon farkıyla en düşük memur maaşı bin 630 lira olmuştu. Bu hesapla en düşük memur maaşına uygulanacak yüzde 12'lik yıllık zam miktarı 195.6 lira olacak. Zamlar 6'şar aylık uygulanıyor. Bu durumda ilk 6 ay için en düşük memur maaşına gelecek zam 97.8 lira olacak. Bu miktardaki zam için 5.5 aylık toplam ödeme 537.9 lirayı bulacak. Daha yüksek maaşlarda miktar artacak.

SÜREÇ NASIL iŞLiYOR?
Tasarının bu hafta Alt Komisyon'dan Plan ve Bütçe Komisyonu'na gelmesi ve yasanın bu ay Meclis'ten çıkması bekleniyor. Düzenlemeye göre; yasanın çıkmasını takip eden ay, toplu sözleşme masası kurulacak. Yasa Mart'ta çıkarsa Nisan da pazarlıkla geçecek.

MEMUR ZAMLI MAAŞI NE ZAMAN ALACAK?

5,5 aylık zam farkının da ödeneceği tarih netleşti. 


Toplu sözleşmeye ilişkin kanun çıkmadığı için geciken memur ve emekli maaşı zamları mayıs ayına yetiştirilecek. Konuyla ilgili düzenlemenin bu hafta Meclis alt komisyonuna gelmesi, ay sonuna kadar Meclis'ten geçmesi bekleniyor. Nisanda yapılacak toplu görüşmenin ardından ödemeler mayıs ayında yapılacak. 5,5 aylık zam farkı da toplu olarak verilecek. Zaman'ın haberne göre,  2,5 milyon memur ile 1,8 milyon memur emeklisinin dört gözle beklediği zamlı maaşların ödeneceği tarih netleşti. Ödemeler 15 Mayıs'ta yapılacak. Normalde 15 Ocak'ta yapılan zamlar, toplu sözleşme kanunu çıkmadığı için gecikmişti. Memur-Sen yetkilileri, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı ziyaretlerinde yaşanan gecikmeden yakındı. Başbakan da Çalışma Bakanı Faruk Çelik'e yasanın hızlandırılması talimatını verdi. Tasarı bu hafta alt komisyondan Plan ve Bütçe Komisyonu'na, oradan da genel kurula gelecek. Nisanda toplu sözleşme süreci başlayacak. Zamlı maaşlarla birlikte geriye dönük 5,5 aylık zam farkı da toplu ödenecek.
12 Eylül Anayasa referandumu ile toplu sözleşmenin yerini toplu görüşmenin alması, memurun ve emeklinin zamlı maaşında belirsizliğe yol açtı. Referandumun ardından toplu sözleşmeye imkân veren yasal düzenleme yapılmadığı için zam miktarı belirlenemedi. Bu sebeple her yıl 15 Ocak'ta zamlı maaş alan memur ve emekli, yeni yıla zamsız girdi. Ancak yasanın hızla Meclis'ten geçirilerek zamlı maaşların şubata yetiştirilmesi bekleniyordu. Araya giren şike yasası, milletvekillerinin emekli maaşına zam ve MİT yasası gibi düzenlemeler sebebiyle memurun yasası gecikti. Bu gecikmeye rağmen zamlı maaşların en geç nisana yetiştirileceği beklentisi hakimdi. Hükümet yetkilileri de yaptıkları açıklamalarda, zamlı maaşların gelecek aya yetişeceğini vurgulamıştı.
Fakat yasanın Meclis süreci bir kere daha gecikti. Şubat ayında çıkması beklenen kanun, bir türlü Genel Kurul'a gelmedi. Sendikalar gecikmeden duydukları rahatsızlığı her platformda dile getiriyor. Memur-Sen geçtiğimiz günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan'ı ziyaret ederek konuyu gündeme getirdi. Başbakan Erdoğan, toplu sözleşme yasasının bir an önce çıkması gerektiğini ifade ederek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e sürecin hızlandırılması talimatını verdi. Başbakan, Bakan Çelik'ten sendikaların diğer talepleriyle ilgili olarak da çalışma yapılmasını istedi. Gelinen süreçte tasarının bu hafta alt komisyonda görüşülmesi bekleniyor. Mart ayı içerisinde de kanunlaşması yönünde beklenti hakim. Konu Meclis'te de sık sık gündeme geliyor. Özellikle muhalefet milletvekilleri, Çalışma Bakanı Faruk Çelik'e yasanın neden geciktiği yönünde soru yöneltiyorlar. Bakan Çelik, geçtiğimiz hafta bu sorulara verdiği cevapta, "Maalesef bugüne kadar bunu gerçekleştirmedik. Memurlarla ilgili toplu sözleşme düzenlemesi, önümüzdeki hafta alt komisyonda, büyük ihtimalle de ana komisyonda görüşülüp hızlı şekilde Genel Kurul'a gelecek." ifadelerini kullandı.
Kanuna göre yasanın çıkmasını takip eden ay, toplu sözleşme masası kurulacak. Eğer yasa bu ay çıkarsa nisan ayı da pazarlıkla geçecek. Toplu sözleşme görüşmeleri bir ay içinde tamamlanacak. İlk 15 günde pazarlıklar anlaşmayla sonuçlanırsa alınan karar, zam olarak geçerli olacak. Masada anlaşma sağlanamaması halinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu devreye girecek. Hakem heyeti de en geç nisan sonuna kadar karar verecek. Hakem heyetinin vereceği karar kanun hükmünde olduğu için aynen uygulanacak. Bu sürecin ardından Mayıs 15'te memur ve emekliler, geciken zamlı maaşı alacak. 5,5 aylık zam farkı da aynı tarihte tek seferde ödenecek.

SEVGİLİSİ OLAN DUL KADINA MAAŞ YOK!

Eşi vefat eden kadınlara yapılacak aylık 250 liralık yardım projesinin detayları belli oldu. Aylık, kadının bir erkekle birlikte yaşadığı tespit edildiği anda kesilecek. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde açıklağı eşi ölen kadına 250 lira maaş uygulamasının detayları netleşti.
Akşam'ın haberine göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Boğaziçi Üniversitesi ile ortaklaşa yaptığı araştırma sonucunda güvence siz, muhtaç kadınların sayısı 150 bin olarak belirlenmişti. Bakanlık, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan bu kadınlara yönelik düzenli nakdi sosyal yardım projesini hayata geçiriyor.

2 AYDA BİR 500 LİRA

Hedef kitledeki kadının hanesindeki yakınlarının düzenli nakdi sosyal yardım almaları, eşi vefat etmiş kadınlara maaşa engel olmayacak. Yardımlar, iki ayda bir 500 lira olarak verilecek. İhtiyaçlarının olması durumunda Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından şartlı eğitim ve sağlık hizmetiyle yakacak ve gıda yardımlarından yararlanmaları da sağlanacak.
Kadının tekrar evlenmesi, nikah kıydırmasa bile fiili olarak bir erkekle yaşadığının tespit edilmesi ya da muhtaçlık durumunun ortadan kalktığının saptanması halinde yardımlar iptal edilecek.


ÇALIŞABİLEN İŞE YERLEŞTİRİLECEK

Yardım süreci şu 8 aşamadan oluşacak:
*Hedef kitledeki kadınlar, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminde kayıtlı oldukları il/ilçe sınırları içindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvuracak.
*Başvurudan itibaren tüm işlemler, Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi üzerinden yürütülecek.
*Sistemde dosyası bulunanların, durumu güncellenecek ve mütevelli heyetine gönderilecek.
*Dosyası bulunmayanlar için dosya oluşturulacak. Hane ziyareti yapılarak, sosyal inceleme raporu düzenlenecek yine mütevelli heyetine gönderilecek.
*Başvuru sahibi çalışabilecek durumdaysa İŞKUR'a kaydı yapılacak.
*Yardım yapılıp yapılmayacağına mütevelli heyeti karar verecek.
*Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü, nakdi yardımı bankaya yatıracak.
*Hak sahiplerinin sosyo-ekonomik ve medeni durumlarında değişiklik olup olmadığı, her ay sistemden yapılacak sorgulamalar ve her yıl yapılacak sosyal incelemelerle takip edilecek.

BORCU OLAN BAĞKURLULARIN GENEL SAĞLIK SİGORTASI DURUMU

Kendi nam ve hesabına çalışanlardan (4/b’liler) 60 günden fazla prim borcu olan ancak ödeme veya taksitlendirmede bulunmayan sigortalıların bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocukları sağlık hizmetlerinden nasıl yararlanacaktır? 

Bu durumda olanların bakmakla yükümlü olduğu eş ve 18 yaş üstü çocukları Kurumumuza
genel sağlık sigortalısı olmak için Kurumumuza talepte bulunabilirler. Talepte bulunduktan
sonra gelir testi için ikametlerinin bulunduğu sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına
(SYDV) başvurmaları halinde gelir tespiti sonuçlarına göre prim ödemek suretiyle veya
primleri devlet tarafından karşılanmak suretiyle sağlık hizmetlerinde yararlanabileceklerdir

19 Mart 2012 Pazartesi

SİGORTALI HASTALARA KÖTÜ HABER!

Özel hastanelerin alacağı pay yüzde 20 artırıldı... 

Özel hastanelerin vatandaştan yüzde 70'e kadar alabildiği ilave ücret oranı yüzde 90'a çıkarıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan değişiklikle hastaların ödeyeceği para da yüzde 20 artmış oldu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayladığı fiyat artırımı, özellikle büyük şehirlerde artan maliyetler sebebiyle sıkıntı yaşayan özel hastaneler tarafından olumlu karşılandı. Özel Bahar Hastanesi Başhekimi Ömer Kurt, düzenlemenin özel hastanelere kısmen de olsa nefes aldıracağını söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan değişiklik, Bakanlar Kurulu'nca kabul edilip Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandı. Resmi Gazete'nin dünkü sayfasında yer alan kararda şöyle denildi:

"Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları dışındaki vakıf üniversiteleri dahil sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları tarafından, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu'nca belirlenen sağlık hizmetleri bedeline ek olarak alınabilecek ilave ücretin belirlenmesine ilişkin kararda değişiklik yapılmasına dair ekli kararın yürürlüğe konulması; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 7/3/2012 tarihli ve 4580371 sayılı yazısı üzerine, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 73'üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 12/3/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır."

Buna göre, özel hastanelerin yüzde 70'e kadar alabildikleri ilave ücret oranı yüzde 90'a çıkartıldı.

SGK Başkanı Fatih Acar, 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında yaptığı açıklamada, özel hastanelerin yüzde 70 oranında aldığı farkın yüzde 90'a yükseltileceğini kaydetmişti. Acar, özellikle büyük şehirlerde artan maliyetler nedeniyle sıkıntı yaşayan özel hastanelerin bu sayede sorunlarının giderilmiş olacağına dikkat çekmişti. Özel Bahar Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Ömer Kurt, düzenlemenin özel hastanelere kısmen de olsa nefes aldıracağını söyledi. Kurt, aynı oranda Sağlık Uygulamaları Tebliği'ndeki rakamın yani devletin özel sağlık kuruluşlarına ödeyeceği miktarın yüzde 20 artırılmasını beklediklerini ifade etti.

SGK, özel hastanelerde yapılan her türlü tetkik ve tedavi işlemi için ayrı ayrı fiyat belirliyor.

Hastanelere de, hastadan tespit edilen bu rakamın belli bir miktarı kadar katkı yapı isteme hakkı tanınıyor. Örneğin bir tetkik için devlet 100 lira fiyat belirlediyse hastane SGK'dan aldığı 100 liranın yanı sıra hastadan da en fazla yüzde 70'i kadar (70 TL) isteyebiliyordu. Yeni düzenlemeyle bu oran yüzde 90'a (90 TL) çıkarıldı.

5 Mart 2012 Pazartesi

ÖZEL HASTANELERDE BUNLARA ÜCRET ÖDEMEYİN

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), özel hastanelere, ilave hiçbir ücret almayacakları 9 tedavinin listesini asma mecburiyeti getirdi. Siz de asılan bu listeye göre 9 işlemden ilave ücret ödemeyerek yararlanabilirsiniz.
İlave ücret 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73. Maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. İlave ücretin alınmasına ilişkin hususlar ise Sağlık Uygulama Tebliği’nin 3.3. numaralı maddesinde açıklanmıştır. Buna göre;
Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşları, SUT ve ekinde yer alan sağlık hizmetleri işlem bedellerinin, SUT eki Ek-8 Listesi üzerinden fatura edilen malzeme ve ilaçlar ile SUT eki Ek-9 Listesi dışında fatura edilebilecek malzeme ve ilaçlar hariç olmak üzere tamamı üzerinden, kurumca belirlenen oranı geçmemek üzere kişilerden ilave ücret alabilir.
Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmeti sunucuları kurumca belirlenen ilave ücret oranlarını gösteren tabelayı vatandaşların görebileceği bir yere asmak ve kişileri ilave ücret konusunda bilgilendirmek zorundadır.
Sağlık hizmeti sunucularınca, kurumca finansmanı sağlanmayan sağlık hizmetleri için talep edilen ücretler, ilave ücret olarak değerlendirilmez.
İlave ücret alınmayacak sağlık hizmetleri
1- Acil haller nedeniyle sunulan sağlık hizmetleri
2- Yoğun bakım hizmetleri
3- Yanık tedavisi hizmetleri
4- Kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavileri)
5- Yenidoğana verilen sağlık hizmetleri
6- Organ, doku ve kök hücre nakilleri
7- Doğumsal anomaliler için yapılan cerrahi işlemlere yönelik sağlık hizmetleri
8- Diyaliz tedavileri
9- Kardiyovasküler cerrahi işlemleri
İlave ücret alınmayacak kişiler
Resmi sağlık kurum ve kuruluşları tarafından sevk edilmeleri koşuluyla,
24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre şeref aylığı alan kişilerden,
3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişilerden,
Harp malûllüğü aylığı alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlardan ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerden otelcilik hizmetleri hariç olmak üzere ilave ücret alınamaz.

1 Mart 2012 Perşembe

YEŞİL KARTLILARA YENİ DÜZENLEME

Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınan Yeşil Kartlıların, özel hastanelerin acilleri önündeki engel kaldırıldı.

Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yapılan değişiklikle, 1 Ocak'tan itibaren Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına alınan Yeşil Kartlıların özel hastanelerin acillerine müracaatlarının önündeki engel kaldırıldı. 

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) SUT Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, Resmi Gazete'de yayımlandı. 

Tebliğ'de, SUT'un kapsamı "5510 sayılı kanun gereği genel sağlık sigortasından yararlandırılan kişiler" olarak yeniden tanımlandı. Böylece, daha önce "Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Devlet Tarafından Karşılanması ve Yeşil Kart Uygulaması Hakkındaki Yönetmelik" hükümlerine tabi olan ve 1 Ocak'tan itibaren GSS kapsamına alınan Yeşil Kartlılar da SUT'ta tanımlandı. 

Tebliğ'de yapılan değişikle, GSS'de "60C-1, 60C-3 ve 60C-9" olarak tanımlanan Yeşil Kartlıların, sağlık hizmet sunucularına müracaatları SUT kapsamında yeniden düzenlendi. 

Buna göre, "60C-1, 60C-3 ve 60C-9"lerin Sağlık Bakanlığı sağlık hizmeti sunucularına müracaat ve sevk işlemleri şöyle olacak: 

-Kişiler, aile hekimliklerine, Sağlık Bakanlığına bağlı birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularına doğrudan veya sevk edilmek suretiyle müracaat edebilecek. Sağlık Bakanlığı sağlık hizmeti sunucusu dışındaki sağlık hizmeti sunucularına yapılacak sevkler, Bakanlık ikinci veya üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularınca yapılacak. 

-Müracaat edilen Sağlık Bakanlığı ikinci basamak sağlık hizmeti sunucusunda tedavinin sağlanamaması halinde kişiler, aynı yerleşim yerinde, varsa Bakanlığa bağlı üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucusuna, yoksa diğer resmi sağlık hizmeti sunucularına sevk edilecek. 

-Sevkle veya doğrudan müracaat edilen Sağlık Bakanlığı üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucusunda tedavinin sağlanamaması halinde kişiler, Üniversite hastanesine sevk edilecek. 

-Hemodiyaliz tedavisi için resmi sağlık hizmeti sunucularına yapılacak sevkler, aynı yerleşim yerinde varsa bünyesinde hemodiyaliz merkezi bulunan Sağlık Bakanlığı sağlık hizmeti sunucularınca yapılacak. 

-Kurum bilgi işlem sistemi üzerinden elektronik sevk belgesi düzenlenmesi uygulamasına geçilinceye kadar sevkler, SUT eki "hasta sevk formu" ile yapılacak. 

Sağlık Bakanlığı dışındaki resmi sağlık hizmeti sunucularına müracaat işlemleri de yeniden düzenlendi. Hasta takip numarası alındıktan sonra müracaatın usulüne uygun sevkle yapıldığına dair beyan, kurum bilgi işlem sistemine girilecek. Sevk belgesinin bir örneği fatura eki belge olarak kuruma gönderilecek. 

Fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavisi, hiperbarik oksijen tedavisi, hemodiyaliz tedavisi, radyoterapi ve kemoterapi gibi belli bir program dahilinde tedavi için resmi sağlık hizmeti sunucularına sevk edilen hastaların, tedavi süresi içindeki her müracaatında sevk belgesi istenmeyecek ve ilk sevk belgesinin bir örneği fatura eki belge olarak Kuruma gönderilecek. 

-Yeşil Kartlılar, Üniversite hastanelerinin aciline gidebilecek- 

Tebliğ'de yapılan düzenlemeyle "60C-1, 60C-3 ve 60C-9"luların, Üniversite hastanelerin acillerine müracaatlarının önündeki engel de kaldırıldı. Daha önce Yeşil Kartlıların Üniversite hastanelerinin acillerine gitmesi durumunda, kişinin durumunun acil olup olmadığının tespit edilmesi için Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerden doktor çağrılıyordu. Düzenleme ile bu uygulamaya son verildi. 

Tebliğ'de, "60C-1, 60C-3 ve 60C-9"luların, "özel sağlık hizmeti sunucularına müracaat işlemleri" de yeniden tanımlandı. MEDULA sistemi üzerinden yapılan müstahaklık sorgulaması sonucu kurum bilgisi 60C-1, 60C-3 veya 60C-9 bilgisi dönen kişilerin sağlık hizmeti bedelleri kurumca karşılanmayacak. Ancak Tebliğ'de bazı sevkli müracaatları dışında sunulan şu hizmetlerin bedellerinin kurumca karşılanacağı hükmüne yer verildi: 

-Resmi sağlık hizmeti sunucularında uygun yoğun bakım yatağının bulunmaması ve 112 aracılığıyla hasta naklinin gerçekleştirilmesi koşuluyla yoğun bakım tedavisi için sevk edilen hastalar. 

-Radyoterapi tedavisi gereken ancak aynı il içindeki resmi sağlık hizmeti sunucularında tedavinin sağlanabileceği radyoterapi merkezi bulunmaması nedeniyle Sağlık Bakanlığı ikinci veya üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularınca sevk edilen hastalar. 

-Acil müdahale edilememesi halinde hastanın uzuv kaybı ve/veya tüm vücut fonksiyonunu kaybetmesine sebep olacak reimplantasyon ihtiyacı, yanık, ağır travma gibi durumlarda resmi sağlık hizmeti sunucularında tedavinin sağlanamaması ve 112 Komuta Kontrol Merkezi aracılığıyla hasta naklinin gerçekleştirilmesi koşuluyla acil tedavi için sevk edilen hastalar. 

-MEDULA sisteminden hasta takip numarası alınamaması- 

Tebliğ'de yapılan düzenlemeye göre, Yeşil Kart sağlık cüzdanlarında geçerli vizesi olan kimselerin, Sağlık Bakanlığı sağlık hizmeti sunucularına müracaatlarında, MEDULA sisteminden hasta takip numarası alınamaması durumunda, Yeşil Kart sağlık cüzdanının ilgili bölümlerinin bir örneği fatura ekinde gönderilmek koşuluyla sunulan sağlık hizmeti bedelleri SGK tarafından karşılanacak. 

Sağlık hizmeti verildikten sonra kişiler, tescil ve aktivasyon işlemlerinin elektronik ortamda kontrol ve düzeltilmesi için en yakın Sosyal Güvenlik Merkezine yönlendirilecek. 

İlgili yasada "60C-1, 60C-3 ve 60C-9" olarak tanımlanan Yeşil Kartılar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ödemiş oldukları katılım payları, talepleri halinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca kendilerine geri ödenecek. 

-Muayene katılım payları yeniden düzenlendi- 

Tebliğ'de "ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı"na ilişkin maddeler yeniden düzenlendi. Buna göre, birinci basamak sağlık hizmeti sunucularında yapılan hekim ve diş hekimi muayenesinden katılım payı alınmayacak. İkinci ve üçüncü basamak resmi sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayeneler için 5 lira, özel sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayeneler için 12 lira katılım payı alınacak. 

Ayakta tedavide sağlanan ilaçlar için katılım payı da yeniden belirlendi. Buna göre, kurumca bedeli karşılanan ilaçlar için kurumdan gelir ve aylık alanlarla bakmakla yükümlü oldukları kişilerden yüzde 10, diğer kişilerden yüzde 20 oranında katılım payı alınacak. Ayrıca her bir reçetede 3 kutuya kadar (üç kutu dahil) temin edilen ilaçlar için 3 lira, 3 kutuya ilave temin edilen her bir kutu ilaç için 1 lira katılım payı alınacak. 

Enjektable formlarla serum, beslenme ürünleri ve majistraller için kutu sayısına bakılmaksızın her bir kalem 1 kutu olarak değerlendirilecek. Sağlık raporu ile belgelendirilmek koşuluyla SUT eki "hasta katılım payından muaf ilaçlar listesi"nde yer alan hastalıklarda belirtilen ilaçlar için katılım payları uygulanmayacak ve kutu/kalem hesabında dikkate alınmayacak. 

İlaç katılım payları, kurumdan gelir ve aylık alanlarla bakmakla yükümlü olduğu kişiler için gelir ve aylıklarından mahsup edilecek; diğer kişiler için kurumla sözleşmeli eczaneler tarafından kişilerden tahsil edilecek. - Ankara